Op.Dr. Banu Çiftçi
yükleniyor...
Randevu için
0(533)687 25 23

Erişkin yaşamda tiroit hormonlarının görevi, metabolizmayı ayarlamaktır. Anne karnındaki bebekte ise çok daha önemli görevler alır. Beyin gelişimi gibi birçok organ sisteminin büyüme ve farklılaşmasında kullanılır. İlk 12 hafta kendi tiroit hormonlarını üretene kadar, bebek, annenin hormonlarına muhtaçtır. Dolayısıyla, annenin fark etmediği, haberi olmadığı bir tiroit hormon eksikliği ya da fazlalığı, tiroit bezinin az ya da çok çalışıyor olması, bebeğin beyin ve sinir sistemi dahil çok sayıda organ gelişimini, zeka düzeyini etkileyecektir. Bu sebeple, gebelik öncesi muayene çok önemlidir.

Bebek kendi tiroit bezinde hormon üretimine, 10-12. Haftalarda başlar. Plasenta, anne kanındaki iyodu konsantre etme yeteneğindedir. Annede iyot eksikliği olsa da plasenta, bebek lehine davranarak, bebeğe gerekli iyodu çeker. Gebelikte, bebek, ilk 10 hafta annenin tiroit hormonlarını kullanır. Bu nedenle, özellikle ülkemizde sık görülen iyot eksikliği, gebeler için çok önemlidir.  Birçok ülkede bu sebeple, sofra tuzlarına iyot eklenir. Gebelikte iyot

12. haftadan sonra bebek kendi tiroit hormonlarını ürettiğinde çok ilginç bir değişim oluşur ve plasenta artık annenin tiroit hormonlarını geçirmez. Bir doğum kusuru olarak bebek kendi tiroit hormonlarını üretemezse, anne karnında korunsa dahi doğunca, çok ciddi zeka geriliği gibi tıbbi sorunlarla karşılaşır. Bu kusurlar, bezlerin doğuştan olmaması ya da hormon üreten enzimlerden birinin doğuştan yokluğu şeklinde olabilir. Doğumda bebeğinizden alınacak topuk kanında taraması yapılacak hastalıklardan biri de bu sorunu saptayacak olan doğumsal hipotiroididir.

Hemen doğumdan sonra alınacak topuk kanıyla tanı konulursa, bebeğe bu eksik hormonun verilmesi bebeği ciddi sakatlıklardan koruyacaktır. Eğer saptanamazsa, doğumsal hipotiridi sonucunda, sinir sistemi bozuklukları, yüzde şekil bozuklukları, solunum sistemi bozuklukları ve zekâ geriliği görülen bir hastalık tablosu oluşur.

Annede tiroid hastalıklarının saptanmasının bir önemi de annenin tiroit bezinin az çalıştığı durumdur. Bu durumda annede bezi çalıştırmak üzere, beyinden tiroid salgılatan hormon artar. Plasenta, annenin tiroit hormonlarını geçirmez ama bu maddeye geçirgendir. Bu hormon, plasentayla bebeğe geçince, bebeğin tiroit bezini aşırı uyarıp çalıştırarak, bebekte, kalp atışı hızlanması, karaciğer dalak büyümesi, büyüme geriliği, kan yapımında anormalliklerle seyreden bir hastalık oluşur. Bu bebekler doğunca da, kavrama güçlükleri, hiperaktivite ve büyüme geriliği gösterebilirler. Dolayısıyla, annenin gebelik öncesi ve sırasındaki tiroit tedavisi çok hayatidir.

Gebelik öncesi muayeneyle, anne adayında bilinmeyen bir tirioit hastalığının saptanması veya bilinen bir tiroit hastalığının tedavisinin devam etmesi çok önemlidir. Bazen bilinen bir tiroit hastalığı olan ve ilaç kullanan anne adayları bebeğe zarar verme korkusuyla, gebe kalınca tiroit ilaçlarını bırakırlar. Bu çok yanlıştır ve asla, doktora danışmadan bırakılmamalıdır. Gebelik sırasında ilaçların dozu kan tahlilleriyle devamlı kontrolde tutulmalıdır. Gebelik ve Tiroit Hastalıkları